Batman’da geçirdim o kısa vakitten sonra Midyat’a Nuri’nin yanına geçtim. Midyat Eski Midyat ve Estel (Yeni Midyat) şeklinde iki kısımdan oluşuyor. Otobüs beni eski Midyat’da bıraktı ben bilmediğimden indim orada heycanla ama aslında Nuri Estel’de oturuyormuş neyse aldı beni sıkıntısız. Beklerkende orada çarşının girişinde bi bank buldum oturdum bide bardak mısır aldım kendime ohh keyf yaa hayat bana güzel:) Birde bi ciğerci vardı, çok ünlüymüş ben sevmem ciğer vs o yüzden yemedim ama önünde çok kalabalık bir sıra vardı. Adam akşamın belli bir saatinde açıyormuş tezgahı hemen birkaç saat içinde satıp gidiyormuş keşke yeseydim Ukrayna’da domuz eti bile yedikten sonra ciğer yememek büyük pişmanlık benim için şu an.
Midyat’da o gece hemen bi araba kiraladık ertesi gün yola çıktık ama ben kronolojik olarak anlatmaktansa şehir şehir anlatmayı tercih ediyorum o yüzden o kısma sonra geçicem.
Midyat gerçekten mimari olarak beni büyüledi zaten Mardin’i duymuşsunuzdur. Midyat’da en az Mardin kadar etkileyici. Eski Midyat’da biraz dolaştık bi arkadaşımız daha vardı Ahmet yani o takvim yaprağını bile okumaz o yüzden buraya kadar okuyabileceğini hiç sanmıyorum, rahatlıkla atıp tutucam şimdi onun hakkında 🙂 Abi adamın bi polis arkadaşları varmış nasıl bi arkadaşsa öldürdü günlerce anlattığı yetmiyormuş gibi birde hediye almaya gittik ben kiliseleri falan dolacaşaktım aslında ama yalnız bırakmak istemedim 2 tane tesbih bi tanede yüzük aldık toplam pazarlık tam 2.5 saat sürdüm öldüm artık çöpçü balığı gibi cama kendimi yapıştıracaktım, o teraziyi kafama vurup kırayım kurtulayım istedim bu çileden. Bazı derslerde saniyeleri sayarsın, içini böyle sıkıp ciğerlerine falan baskı yapıyorlarmış gibi hissedersin ya işte onun ben alasını yaşadım en sıkıcı ders gelse alayı gelse sıkıntı yok bundan sonra büyük tecrübe oldu bende bu değişik nefes alma ve otokontrol teknikleri geliştirdim. Akşamlarımızda Ahmet’le çok eğlenceliydi kurtlar vadisinin ilk bölümünden başladı sezon sezon kurtlar vadisi seyretti ben hiç ilgilenmedim ama bazı rajonlar kafada kalmış heralde mesela en sevdiğim “azdan az çoktan çok gider” 🙂
Midyat’da 8 gün kaldım. ben nereye soğuk oraya gittiğinden 50 yılın en sert kışını yaşattım Mardin’e yollar kapandı çıkamadım bi yere. Gerçekten halkından özür diliyorum bilseler benim yüzüme olduğunu kimbilir ne hallere sokarlardı beni. Yanımda da sadece spor ayakkabı olduğundan fazla gezemedim gezdiğim zamanlarda da kangren olmaya saniyeler kala eve attım kendimi. Genelde vaktimi evde geçirdim ama o her geceki sadık künefe çıkartmalarımızı unutabileceğimi hiç sanmıyorum 🙂
Kar yağmasının bir güzel yanı şu olmuştu aslında Hasankeyf e gittim, biliyorsunuz sular altında kalacak o tarih su altında kalmadan görmek gerekti ama ben birde şu şekilde şanslıydım bu Hasankeyf’i karlar altında da görebildim çok kar yağmayan bu bölgede herkes bu manzarayı görme şansı yakalayamaz.
Araba kiraladıktan sonra ilk durağımız Mardin’di eski Mardin kısmına çıktık gezmeye. Sigara içen arkadaşlarla buraların gezilmesini tavsiye etmiyorum hemen tıkanıyorlar yok daha çıkacaz mı yok ne işimiz var vs ama ben yinede onları oldukça yukarı çıkartabildim 🙂 çenemden korktukları için mecbur kaldılar benimle yürümeye.
Eski Mardin o kadar alışkın olmadığım bir mimariye sahipti ki zevkle dolaştım o ara sokaklarında taştan evlerinde. Dikkatimi başta kapıların üzerindeki işaretler dikkatimi çekti sanırım her dine göre ayrı kapı işaretleri vardı önemli olan bu kadar farklı dine mensup insanların birbirlerine bu kadar yakın bir şekilde uyum içinde yaşayabilmeleri çok güzel bir ülkeyiz aslında yada öyleydik…. Mardin’i kesinlikle gezmenizi tavsiye ediyorum çok fazla ayrıntıya giremiyorum kendiniz görseniz iyi edersiniz zaten toplam 4-5 saat vakit geçirdim orada anlatabileceğim hep görsel şeyler yaşantı ve insanların yapısını tam çözemedim 🙁
Birde Mardin’de bir polis maceramız var onuda anlatıp bitireceğim bu yazıyı artık. Söylediğim gibi kiralık arabayla geziyoruz ama o taraflarda herşey illegal olduğu için muhtemelen arabada kaçaktır vergi vermiyordur diye polise kiralık olduğunu söylemedik. Bizdeki de şans ya arabanın ruhsatının içinde bizden önce kiralayan adamın ehliyeti kalmış polis ruhsatı açınca birden düşürmüş sonrada diğer durduğu arabalardaki bi başka adamın ehliyeti ile karıştırmış neyse… Polis geldi Muharrem Bilmemne’yi tanıyor musunuz diye sordu bizde ruhsat sahibinin ismi diye evet arkadaşımız dedik 🙂 niye ruhsatın içinde ehliyeti var dedi bizde unutmuştur ondan aldık arabayı dedik sonra peki Rıfat Bilmemne kim diye sordu (soy isimleri aynı oldu ama 🙂 ) bizde yine arkadaşımız dedik 🙂 neyse adam bi şekilde uğraşmak istemedi verdi bize belgeleri çıktık yola sonra tam Mardin’den çıkacakken birden polis arabası hızla gelip önümüzü kesti hemen arkamıza da bi başka araba geldi durdu sıkıştırdılar bizi 🙂 aha dedim macera geliyorum diyo… Polis bi geldi bağırıyor sürekli siz kimsiniz bu araba kimin vs direksiyondaki arkadaş zaten panik atak 🙂 yine nasıl becerdi bilmiyorum soğukkanlılıkla konuştu şansımıza polis memuruda hemşomuz çıktı 🙂 yırttık. Polis ehliyeti düşürdüğünde alırken bi başka şoförünkinide düşürmüş sonra bize diğerini vermiş biz gidince de öbür adam bu ben değilim deyince olay anlaşılmış verdik adamın ehliyetini poliste hemşo cıkınca salıverdiler bizi ama iyi terlettiler 🙂 bi ohh çekip devam ettik yolumuza….